25 Ağustos 2010 Çarşamba

Fischerspooner

RÖPORTAJ VERMEYİ SEVMİYORUM (ben de sana bayılıyodum)





Fischerspooner


röportaj: Gülbahar KARAKUŞ

Geçtiğimiz hafta sonu electro popun ağır toplarından Fischerspooner, İstanbul’da unutulmaz bir konsere imza attı. Müziğiyle olduğu kadar müthiş sahne şovuyla da müzik severleri coşturan, bir izleyicisini sahneye davet edip şarkı söyleten, konser sonunda da seyircinin üstüne atlayan Casey Spooner’la konserin gerçekleştiği Santral İstanbul’daki Efes Pilsen One Love Festival alanında buluştuk ve çimlerin üzerinde sohbet ettik…


Merhaba nasılsınız?

İyiyim, teşekkür ederim…

İstanbul’da olmaktan mutlu musunuz?

Evet, tabi. İstanbul’da olmayı seviyorum.

Daha önce de gelmiştiniz bu kaçıncı oldu?

4 ya da 5 olması lazım, ama ilk olarak 2005’te gelmiştim.

Peki, İstanbul’u gezme fırsatınız oldu mu?

İstanbul sahneye çıkmayı sevdiğim bir şehir ama genelde zamanımız kısıtlı olduğu için gezme fırsatı bulamıyorum… Fakat bu sefer farklı olacak. Birkaç gün kalıp İstanbul’u gezmeyi düşünüyorum…

Umarım daha çok gelme fırsatınız olur, biz de hem müzik dinleyip hem de ilginç şovlarınızı tekrar izleme fırsatı buluruz! Bana göre size sadece müzisyen demek haksızlık olur, gerçekten işin şov kısmında da iyisiniz, siz ne düşünüyorsunuz?

Biz kendimize bir müzik grubu ya da ikili demiyoruz… Bizim yaptığımız şey, sanat ve eğlencenin arasında olan bir pop projesi. Warren(Fischer) ve ben sanat dünyasından geldik. Aslına bakarsan olağanın dışında olmak hoşumuza gidiyor. Kazayla da olsa, çok net olmasa da, fake bir şov işi olsa da eğlence materyalini kullanmaktan keyif alıyoruz. Yani sana katılıyorum, sadece müzisyen değiliz. Yaptığımız işte fotoğrafından, grafik tasarımına, müziğinden videosuna kadar her parçaya eşit ilgileniyoruz. Bu yüzden de sahnede eğlenceli oluyoruz.





Peki, şunu merak ediyorum: Grubu kurarken çıkış noktanız ne oldu?

Aslında olaya bu şekilde bakmıyorduk. İlk olarak bir film piyesi üzerinde çalışıyorduk, sonra onun soundtreğini bitirdik. Daha sonra da o şarkının performansını yaptık. Sanki bir şekilde doğru form ortaya çıkmıştı. Oyunculuk, deneysel tiyatro ve müzik arasında farklı bir dinamik ortaya çıktı. Warren bana o zaman, aynı anda hem pop star olmayı kabullendiğimi hem de reddettiğimi söylemişti. Biz de fikirlerimizin tadını çıkartmak istedik ve böyle bir şey ortaya çıkmış oldu.

Geçen yıl “Entertainment” ismini verdiğiniz albümü çıkarttınız, bu albümle diğerleri arasında nasıl bir fark var?

Entertainment bana göre diğer ilk iki albümün bir karışımı niteliğinde oldu. İlk albümümüz daha dijitaldi. Her şey elektronikti. İkincisinde ise stüdyoda çok zaman geçirip birçok kişiyle ortak bir çalışma yürütmüştük. Bu albüm ise diğer iki albümün harmanlanmış hali gibi.

Peki, ilk albümden bu yana neler değişti?

Ooo, çok uzun bir zaman diliminden bahsediyoruz, tabi ki değişiklikler olmuştur. Ben sana sorayım 12 yılda sende nasıl değişiklikler var?(gülüşmeler)

Seyirci sizin hep eğlenceli yanınızı görüyor, sahnede oldukça neşelisiniz, peki işlerin ortaya çıkma aşaması nasıl oluyor?

Açıkçası provalar işin en çok sevdiğim kısmı. Diğer yönlerinden nefret ediyorum diyebilirim. Mesela yolculuk etmekten, güvenliklerden, uçağa binmekten, otelde kalmaktan… Bunların hepsinden nefret ediyorum.

Anladığım kadarıyla röportaj vermeyi de pek sevmiyorsunuz…

Evet, bazen(gülüşmeler)yorucu olabiliyor bu yüzden kısa tutmayı tercih ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder