24 Ağustos 2010 Salı

Giorgos Alkaios


2010 Eurovision şarkı Yarışması’nda Yunanistan’ı Giorgos Alkaios ve Arkadaşları temsil edecek. 25 Mayıs’taki ilk yarı finale hazırlanan ekip, geçtiğimiz gün ıstanbul’a geldi. Bu fırsatı kaçırmayıp solist Alkaios ile buluştuk, Eurovision hakkında merak ettiklerimizi sorduk.

* İstanbul’a hoş geldiniz, bu ilk gelişiniz mi?

-
Evet, benim ilk gelişim. Yıllardır gelmek istiyordum ama hiç fırsatım olmamıştı. Sadece iki gün kalacağımız için üzgünüm. Neyse ki haziran ya da temmuz ayında tekrar gelmeyi düşünüyoruz.

* Eurovision’a kendi dilinizde söylediğiniz “Opa!” adlı şarkıyla katılacaksınız. Hazırlık süreciniz nasıl geçiyor?

- Yedi sanatçı arasında birinci olmayı başardık ve ülkemizi bu yarışmada temsil etmeye hak kazandık. Çalışmalarımız iki ay kadar sürdü. “Opa!” enerjisi
yüksek bir şarkı olduğu için bizi zorladı diyebilirim. şarkının enerjisini yakalamak için sahnede dans da ediyoruz, bu epey yorucu olduğundan ben daha az dans edip daha fazla şarkı söylemeyi tercih ettim. (Gülüyor)

* Peki ne demek “Opa!”?

- Opa, insanların dans ederken, eğlenirken, sıkıntılarını
bir kenara atmak istediklerinde söyledikleri bir deyim. Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumu göz önünde bulundurunca, bunu yapmaya çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Dünyada birçok sorun var ama bize verilmiş sadece bir yaşam var, neden hayatı üzülerek geçirelim ki?

İBRAHİM TATLISES, TARKAN VE SERTAB’I DİNLİYORUM

* Yarışma şarkınızı ana dilinizde seslendirmeyi siz mi istediniz?


- Son yedi-sekiz yıldır ıngilizce tercih edildi. Bu kez Yunanca söylememizi isteyen Yunan halkının ta kendisiydi. ınsanlar sonuç ne olursa olsun kendi dilimizde bir şarkıyla katılmamızı istedi. Ben de Yunanca’nın gücüne inanıyorum. Benim için duyguları, deyimleri çok kuvvetli olan bir dil.

* Büyük şova az kaldı, heyecan var mı?

- Evet, çok heyecanlıyım gerçekten. Aslında bu sadece bir şov değil, 10-15 gün bütün Avrupa’yla birlikte oluyorsunuz ve bu bir sanatçı için büyük şans.

* Eurovision hakkında düşünceleriniz neler, Sizce bu sadece bir yarışma mı?

- Eurovision benim için sadece bir yarışma değil, tüm ülkelerin bir arada olabildiği, müziğin ve enerjinin paylaşılabildiği bir yer. Bunu sadece üç dakika sahnede kalınan bir yarışma olarak değil de, müziğin hissedildiği, yaşandığı bir yer olarak bakıyorum.

* Manga’dan başka dinlediğiniz ve beğendiğiniz Türk müzisyenler var mı?

- Dokuz yaşından beri müzikle iç içeyim. Tabii ki Türk müzisyenlerden de dinleyip beğendiklerim var. ıbrahim Tatlıses, Tarkan ve Sertap Erener bu isimlerden sadece birkaçı...

* Son olarak diğer yarışmacılara ne söylemek istersiniz?

- Eurovision’u sadece bir yarışma olarak görmesinler. Dünya üzerinde birçok sorun varken, sadece işin yarışma kısmına odaklanmak yerine olaya daha küresel bir açıdan bakmalarını öneriyorum. Eurovision aynı zamanda müzik aşkının paylaşıldığı bir organizasyon. Eğlenip keyif de almalarını öneriyorum.

MANGA’NIN SANATSAL YÖNÜNÜ BEĞENİYORUM

* Manga’nın Eurovision şarkısını nasıl buldunuz?

- Sevdim. Sadece şarkıyı da değil,Manga’yı genel olarak çok beğeniyorum. Diğerleri Manga’yı sadece başarılı bir grup olarak görebilirler ama bence Manga’nın sanatsal bir yönü de var. Bir sanatçı olarak, onların sanatsal yönlerini de görebiliyor ve beğeniyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder