24 Ağustos 2010 Salı

IAMX-CHRIS CORNER


İstanbul’a ilk gelişim felaketti











Röportaj: Gülbahar KARAKUŞ

2003 yılında grubu Sneaker Pimps’ten ayrılıp I AM X adlı solo projesini hayata geçiren Chris Corner, son albümü “Dogmatic Infidel Comedown OK”in tanıtım turnesi kapsamında geçtiğimiz hafta sonu İstanbul’daydı.


Daha önce de İstanbul’da konser veren Corner’ı Babylon’da sahneye çıkmadan hemen önce yakaladık, ıngiltere’yi terk edişini, Berlin’deki hayatını ve İstanbul hakkındaki düşüncelerini sorduk.

* Hoş geldiniz!

- Burada olmak büyük bir zevk!

* Bu İstanbul’a üçüncü gelişiniz, burayı sevdiniz mi?

- Evet, sevdim. Fakat ilk geldiğimde kötü bir deneyim yaşamıştım. Kötü bir otelde kaldım, hasta oldum... Felaketti. Hatta her şey kötüydü diyebilirim. Bu yüzden
İstanbul için ikinci kez teklif geldiğinde aslında biraz düşündüm ama yine de kabul ettim. Bu gelişimde her şey çok daha güzel. ınanılmaz yemekler yedim, müthiş insanlarla tanıştım. şimdiİstanbul’u çok sevdiğimi söyleyebilirim.

* Birçok kişiyle tanıştınız, peki hâlâ kendinizi bir yabancı gibi mi hissediyorsunuz?

- Evet, hatta uzaylı gibi hissediyorum. Aslına bakarsan, her yerde uzaylı gibiyim. Bu benim hayatım!(Gülüyor)

BERLİN BİRAZ İSTANBUL GİBİ

* Müzik endüstrisini daha az önemsemek ve şarkılarınıza zihninizde daha fazla yer açabilmek için Berlin’e yerleştiniz, doğru mu?


- Doğru. Sanırım Berlin’i neden sevdiğimi iyi biliyorum. Berlin biraz da
İstanbul gibi. Açık ve çılgın bir şehir. Liberal, aynı zamanda
değişken. Sanatçıların, özellikle müzisyenlerin kendilerini kaybedip hem de bulabileceği, ruhunu ve sanatını keşfedebileceği bir şehir. Sanatçılar için mükemmel ve çok ucuz. Ama aynı zamanda berbat da olabilen bir şehir. Doğu ve batının karıştığı bir yer. Batı doğuya göre daha büyüleyicidir ya, böyle garip sentezi olan bir şehir ve benim zihnimi bulmama yardım etti diyebilirim.

* İngiltere’deki yaşamınız nasıldı?

- İngiltere de harika ama orası daha çok para ve başarıyla ilgili. Sanatçı olarak ya da insan olarak kendini geliştirmekle ilgili değil!

* O zaman şöyle söyleyebilir miyiz; şarkılarınız için Berlin’de daha fazla ilham kaynağı buldunuz...

- Evet, Berlin daha ilham verici...

HİÇ TÜRKÇE MÜZİK DİNLEMEDİM

* Şarkı yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?


-İnsanları incelemek için çok zaman geçirdim. Genel anlamda ilişkiler, kişisel ilişkilerim, aile, politika,
televizyon, din gibi konular şarkılarım için ilham verici oluyor. Dünyaya şöyle bir bakıyorum ve ne gördüysem dürüstçe onu yazıyorum. Hayat hakkında yazıyorum; aşk, acı ve ölümü işliyorum.

* Hiç Türkçe müzik dinlediniz mi?

- Hayır ama dinlemeyi çok isterim. Değişik ve ilginç geldiği sürece her şeyi dinleyebilirim.

* Hayata çok geniş bir pencereden bakıyorsunuz, dünya görüşünüz nedir? Barış, aşk vs?

- Barış harika tabii ki ama saf da bir şey. Hayat ise karmaşık. Önemli olan insanların birbirlerini anlaması. Kişisel gelişim, öğrenme, bilim ve empati; bunların hepsi anlamaktan geliyor. Tabii aşk da harika bir duygu. Entelektüel gelişim ve eğitim de önemli konular. Ruhunuzu desteklemeniz için dünyaya değişik açılardan bakabilmeniz önemli. Politika yozlaşmış bir durumda, önemli olan insanlığın gelişimi.

BU ŞEHİR HEP AKLIMDA KALACAK

*
İstanbul size ilham verdi mi?


- Bakalım, bunun için biraz daha zaman geçirmem lazım. Ama
İstanbul’un da ilham verici bir şehir olduğunu düşünüyorum. Çok ülkede bulundum, İstanbul kesinlikle hatırlayacağım, hep aklımda kalacak bir şehir. Yoğun bir programımız var, bu yüzden çok fazla gezme fırsatım olmadı ama yemeklerin gerçekten çok güzel olduğunu söyleyebilirim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder